Vergi Davalarında Taraf Ehliyetine Sahip Olanlar
Vergi Davalarında Taraf Ehliyetine Sahip Olanlar; Vergi idaresi iş ve eylemlerine bağlı olarak vergilendirme işlemleri sırasında çeşitli uyuşmazlıkların muhatabı olabilir. Vergi dairesinin iş ve eylemlerinin doğurduğu sonuçlara bağlı olarak haksızlıkla karşılaştığını düşünenler hukuk yoluna başvurmak sureti ile bu haklarını arayabilmektedir. Vergi davalarında taraf ehliyetine sahip olanlar bu nedenle merak edilir.
Vergileri ilgilendiren uyuşmazlıklarda dava açılacağı zaman vergi mahkemelerine müracaat edilir. Bu tür bir sorunla karşılaşan taraf mahkemeye dilekçe vermek sureti ile işlemleri başlatır. Vergi mahkemelerine başvuru sırasında dikkat edilmesi gereken önemli konulardan biri de görevli ve yetkili mahkemenin doğru tespit edilmesidir.
Vergi Davalarında Dava Ehliyeti
Vergi davalarına konu olan bireyler açısından bilinmesi gereken birçok durum söz konusudur. Vergi davalarında dava ehliyeti konusu da bunlardan biridir. Hukuk yoluna başvuru sırasında kullanılan yollardan biri de dava açmaktır. Dava açılırken ise davayı açan tarafın yasaların öngördüğü özelliklere haiz olması gerekir. Vergi davalarında dava ehliyeti önemsenmesi gerekenler arasında yer alır.
Vergi uyuşmazlıkları söz konusu ise idari yargı davalarında baş vurulan usullerden farklı bir durum söz konusu olur. Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri doğrultusunda hükümler uygulanır. Bundan dolayı da dava ehliyeti konusu buna göre belirlenir.
İdari yargıda idare davalı konumda olmasına rağmen davacı pozisyonuna da düşebilir. Vergi yargılamaları söz konusu ise kural olarak vergi dairesi davalı olur. Vergi daireleri istisnai şartlarda vergi idaresi adına davacı konumunda da bulunabilir.
İdari yargı açısından konu incelendiğinde tüzel kişiliğe sahip olmayan topluluklar davacı olamamaktadır. Vergi yargılamasında ise bir kısım tüzel kişiliğe sahip olmayan toplulukların davacı olabilmesi mümkündür.
Dava Ehliyeti Nedir?
Dava ehliyeti nedir? Merak edildiğinde ehliyet kavramının bir işi yapabilme yeteneği olduğu görülür. Yargılama hukuku açısından konuya yaklaşıldığında ise kişi için medeni haklarından yararlanabilme olarak ehliyet algılanabilir.
Vergi uyuşmazlıklarına istinaden dava açıldığında yargı birimlerinin davacının dava ehliyetine yönelik olarak resen inceleme yapabildiği görülmektedir. HMK uyarınca davalı ve davacı açısından dava yeteneğinin ayrı ayrı saptanması gerekir. İdari yargı açısından ve buna bağlı olarak da vergi yargılamasında dava ehliyetinin davacı ve davalı için taraf ve dava ehliyetinin saptanmasını gerekli kılmaktadır.
Vergi davalarında taraf ehliyetine sahip olanlar söz konusu olduğunda HMK’nın 50. Maddesine göre hareket edildiği görülmektedir. Buna göre taraf ehliyetinden kasıt medeni haklarından yararlanma ehliyetine sahip olanlardır. Bu kişiler taraf ehliyetine de sahip olarak kabul edilir.
Gerçek ve tüzel kişiler davada taraf olma ehliyetine sahiptir. Her şahıs vergi davalarında taraf olma ehliyetine sahiptir. Ergin olmaması durumunda ise yasal temsilcisi kanalı ile temsil edilebilir. Mükellefin küçük ya da kısıtlı olması da taraf olmasına engel teşkil etmemektedir. Bu kişiler adına dava açılacaksa kanuni temsilcileri yolu ile bu işlemler yapılabilmektedir.
